APTAL DEFTERİ
Meşhur şairler den birisinin özel bir defteri varmış.
Kendine göre aptalca işler yapanların isimlerini buraya
yazarmış. Birisi birisine kızınca da:"Senin adında şairin
aptal defterin de var,"diye takılırmış. Bir gün devrin padişahı
acaba defterde kimlerin ismi var?diye merak etmiş.
Fazla merakın iyi olmadığını hesap edememiş.
Emir ferman buyurarak şairin elindeki defterin tez
huzuruna getirilmesini emretmiş.Defter şairden alınıp
padişaha getirilmiş.Padişah aptalların yazılı olduğu defterde
kendi ismini de görünce deliye dönmüş olayı kimseye
söylemeyerek vaziyeti idare etmeye çalışmış.
Mükafatlandıracağım diye şairi huzuruna çağırmış.
Şaire kendi isminin neden defter de yazılı olduğunu sormuş.
Şair:
-Efendim, siz seyisinize yüz bin altın vererek Arabistan'dan
safkan Arap atı sipariş etmediniz mi? O kadar parayı alan
biri daha geri gelir mi?
Padişah biraz düşündükten sonra:
-Peki ya gelirse...demiş. Şair hemen cevap vermiş:
-Efendim canınızı sıkmayın, o zaman sizin isminizi çıkarır,
onun ismini yazarız.
Siz başlattınız...
Adamın biri gazetede gördüğü seçkin bir şirketin
iş ilanına
başvurur ve kısa bir süre sonra da
görüşmeye çağırılır.
Görüşme olumlu geçer ve prensipte anlaşıldıktan sonra
çalışma koşullarına gelindiğinde müstakbel patronuyla
aralarındaki
konuşma şöyle gelişir.
Adam: Beyefendi bilmeniz gereken bir mevzu var ki, ben 5
bin dolardan
aşağı bir ücretle çalışmam
Patron: aman efendim dert ettiğiniz şeye bakın biz zaten
7500 dolardan aşağı maaş vermiyoruz kimseye..
Adam: Harika! ancak bir mevzu daha var ki bana tahsis
edeceğiniz
araba iyi bir araba olmalı üstelik son model.. zira başka
türlü çalışamam..
Patron: hah hah haa hiç merak etmeyin biz zaten bütün
çalışanlarımıza
jip veriyoruz. üstelik chrysler..
Adam gittikçe hem sevinmeye hem de endişelenmeye
başlar, ama böyle
bir fırsatta ele geçmez deyip devam eder konuşmasını
sürdürmeye..
Adam: peki yalnız çalıştığım ortam stresli olursa ben
verimli
olamam.. bu nedenle sadece benim için çalışacak bir hizmetli ve bir de özel
asistan ile yardımcı istiyorum.. Müstakbel patron
aynı rahatlıkla cevap verir..:
Patron: Bu konuyu da düşünmeyin efendim zaten şirketimizin
bir reviri bu revirde her bir çalışan
için özel hizmet verecek çalışanlarımız var.
Adam artık iyice şaşırmıştır ve dayanamayıp sorar:
Şaka yapıyorsunuz herhalde?!"
Patron cevap verir: Ama önce siz başlattınız!
40.Evlilik Yıldönümü
*..... Kırkıncı evlilik yıldönümleriydi. .. Güzel bir
akşam yemegi ve
ardından güzel ve romantik bir film ve gece olmuştu.
Beraber yine aynı yastığa başlarını koyarak
uyudular...*
*Gece sabaha karşı uyanan kadın eşini yanında
göremedi. Mutfaktan hafif
bir ışık geldiğini farketti. eşi mutfakta masada
oturuyor ;
yanıbaşında içinde çok az kalmış bir şişe viski,
bir elinde bardak
diğerinde sönmek üzere bir sigara,
gözleri küllüğün içindeki küllere ve izmaritlere
dalmış derin derin
düşünüyor.
- ' Hayırdır tatlım uykun mu kaçtı? Bu saatte ne
yapıyosun burda?'*
*Adam irkilerek kendine geldi ve eşine baktı, sonra yine
dalgın dalgın
konuşmaya başladı;*
*- 'Hatırlıyor musun kırk yıl önceydi. Annenlerin
evde olmadığı bir
gece beni eve almıştın. Üzerinde çiçek motifli
kırmızı bir elbise
vardı, çok hoş bir parfüm sürmüştün. O gece çok
eğlenmiştik...'*
*Aradan onca uzun zaman geçmesine rağmen eşinin o geceyi
en ince
detaylarına kadar hatırlaması karşısında kadın çok
mutlu olmuş yüzünde
tatlı bir tebessüm ve sevgi ifadesiyle kocasının omzuna
başını koymuş
her tavrıyla ' hadi devam et ' havasına
girmişti.*
*Adam yüzünde hafif acı ve kahreder bir ifade ile devam
etti :
-' Sonra annen bizi yarı çıplak yakalamıştı ve
bana bu rezilliği,
seninle evlenerek temizlemezsem beni hapislerde kırk yıl
süründüreceğini söylemişti...'*
*Biten sigarasını küllüge bırakıp yeni bir tane
yaktı ve deriiiin bir
nefes çekerken kadın dayanamadı;*
*-' Evet , Devam et'*
*-' Bu gün çıkmış olacaktım'
KAPSAMI DARALTMAYALIM! ..
Çok ağır bir kalp krizi geçiren Temel, aylarca süren bir
dizi önlem ve tedavi sonucu iyileşmiş, taburcu olmadan önce
"Sonuçlarınız mükemmel.." demiş doktoru Dursun, "15 yaşındaki
bir delikanlının kalbi ne kadar güçlü ise sizinki de öyle...
İsterseniz koşup futbol bile oynayabilirsiniz. ."
Temel sevinçle evine gitmiş, Fadimeye "Karicuğum tamamen
iyileştum.. Bu gece daha evvel hiç yapmadiğumuz şekilde bir
'vahşi aşk'a ne dersun?" demiş. Fadime bir an düşünmüş,
"Bilemeyrum. ." demiş son derece isteksiz, "Bole bir aşk
kalbini zorlayabilur. Ama doktor bir rapor yazıp imzalarsa
belki olabilir, riske girmek istemeyrum.. !" diye cevap
vermiş.
Temel hemen doktoruna koşmuş, durumu anlatmış, "
Tabii..Tabii. ." demiş doktor Dursun, almış antetli
kâğıdını eline başlamış yazmaya..
"Bay Temel benim kontrolümdeki hastamdır.
Kalbi son derece güçlüdür.. Çılgın, ihtiraslı,
heyecanlı bir seksi ne zaman isterse yapabilir..
İmza Dr. Dursun.."
"Tamam oldu işte.." demiş doktor, "Haa..
Bir de Karinizun adı neydi yazıyı ona hitaben yazayum."
Diye sormuş Temele. "Boş verun doktor.." demiş Temel
sevinçten yerinde duramayarak "Olayı kişiselleştirup
kapsaminu daraltmayalım. .", ''İlgilisune deyun yeter.."
AYIYA DÖNMÜŞSÜN
Necip Fazılı'ı sakallı gören birisi istihzayla;
-Ayıya dönmüşsün. der.
Bunun üzerine Üstad;
-Biraz da başka yöne döneyim, der ve yönünü değiştirir.
Meşhur şairler den birisinin özel bir defteri varmış.
Kendine göre aptalca işler yapanların isimlerini buraya
yazarmış. Birisi birisine kızınca da:"Senin adında şairin
aptal defterin de var,"diye takılırmış. Bir gün devrin padişahı
acaba defterde kimlerin ismi var?diye merak etmiş.
Fazla merakın iyi olmadığını hesap edememiş.
Emir ferman buyurarak şairin elindeki defterin tez
huzuruna getirilmesini emretmiş.Defter şairden alınıp
padişaha getirilmiş.Padişah aptalların yazılı olduğu defterde
kendi ismini de görünce deliye dönmüş olayı kimseye
söylemeyerek vaziyeti idare etmeye çalışmış.
Mükafatlandıracağım diye şairi huzuruna çağırmış.
Şaire kendi isminin neden defter de yazılı olduğunu sormuş.
Şair:
-Efendim, siz seyisinize yüz bin altın vererek Arabistan'dan
safkan Arap atı sipariş etmediniz mi? O kadar parayı alan
biri daha geri gelir mi?
Padişah biraz düşündükten sonra:
-Peki ya gelirse...demiş. Şair hemen cevap vermiş:
-Efendim canınızı sıkmayın, o zaman sizin isminizi çıkarır,
onun ismini yazarız.
Siz başlattınız...
Adamın biri gazetede gördüğü seçkin bir şirketin
iş ilanına
başvurur ve kısa bir süre sonra da
görüşmeye çağırılır.
Görüşme olumlu geçer ve prensipte anlaşıldıktan sonra
çalışma koşullarına gelindiğinde müstakbel patronuyla
aralarındaki
konuşma şöyle gelişir.
Adam: Beyefendi bilmeniz gereken bir mevzu var ki, ben 5
bin dolardan
aşağı bir ücretle çalışmam
Patron: aman efendim dert ettiğiniz şeye bakın biz zaten
7500 dolardan aşağı maaş vermiyoruz kimseye..
Adam: Harika! ancak bir mevzu daha var ki bana tahsis
edeceğiniz
araba iyi bir araba olmalı üstelik son model.. zira başka
türlü çalışamam..
Patron: hah hah haa hiç merak etmeyin biz zaten bütün
çalışanlarımıza
jip veriyoruz. üstelik chrysler..
Adam gittikçe hem sevinmeye hem de endişelenmeye
başlar, ama böyle
bir fırsatta ele geçmez deyip devam eder konuşmasını
sürdürmeye..
Adam: peki yalnız çalıştığım ortam stresli olursa ben
verimli
olamam.. bu nedenle sadece benim için çalışacak bir hizmetli ve bir de özel
asistan ile yardımcı istiyorum.. Müstakbel patron
aynı rahatlıkla cevap verir..:
Patron: Bu konuyu da düşünmeyin efendim zaten şirketimizin
bir reviri bu revirde her bir çalışan
için özel hizmet verecek çalışanlarımız var.
Adam artık iyice şaşırmıştır ve dayanamayıp sorar:
Şaka yapıyorsunuz herhalde?!"
Patron cevap verir: Ama önce siz başlattınız!
40.Evlilik Yıldönümü
*..... Kırkıncı evlilik yıldönümleriydi. .. Güzel bir
akşam yemegi ve
ardından güzel ve romantik bir film ve gece olmuştu.
Beraber yine aynı yastığa başlarını koyarak
uyudular...*
*Gece sabaha karşı uyanan kadın eşini yanında
göremedi. Mutfaktan hafif
bir ışık geldiğini farketti. eşi mutfakta masada
oturuyor ;
yanıbaşında içinde çok az kalmış bir şişe viski,
bir elinde bardak
diğerinde sönmek üzere bir sigara,
gözleri küllüğün içindeki küllere ve izmaritlere
dalmış derin derin
düşünüyor.
- ' Hayırdır tatlım uykun mu kaçtı? Bu saatte ne
yapıyosun burda?'*
*Adam irkilerek kendine geldi ve eşine baktı, sonra yine
dalgın dalgın
konuşmaya başladı;*
*- 'Hatırlıyor musun kırk yıl önceydi. Annenlerin
evde olmadığı bir
gece beni eve almıştın. Üzerinde çiçek motifli
kırmızı bir elbise
vardı, çok hoş bir parfüm sürmüştün. O gece çok
eğlenmiştik...'*
*Aradan onca uzun zaman geçmesine rağmen eşinin o geceyi
en ince
detaylarına kadar hatırlaması karşısında kadın çok
mutlu olmuş yüzünde
tatlı bir tebessüm ve sevgi ifadesiyle kocasının omzuna
başını koymuş
her tavrıyla ' hadi devam et ' havasına
girmişti.*
*Adam yüzünde hafif acı ve kahreder bir ifade ile devam
etti :
-' Sonra annen bizi yarı çıplak yakalamıştı ve
bana bu rezilliği,
seninle evlenerek temizlemezsem beni hapislerde kırk yıl
süründüreceğini söylemişti...'*
*Biten sigarasını küllüge bırakıp yeni bir tane
yaktı ve deriiiin bir
nefes çekerken kadın dayanamadı;*
*-' Evet , Devam et'*
*-' Bu gün çıkmış olacaktım'
KAPSAMI DARALTMAYALIM! ..
Çok ağır bir kalp krizi geçiren Temel, aylarca süren bir
dizi önlem ve tedavi sonucu iyileşmiş, taburcu olmadan önce
"Sonuçlarınız mükemmel.." demiş doktoru Dursun, "15 yaşındaki
bir delikanlının kalbi ne kadar güçlü ise sizinki de öyle...
İsterseniz koşup futbol bile oynayabilirsiniz. ."
Temel sevinçle evine gitmiş, Fadimeye "Karicuğum tamamen
iyileştum.. Bu gece daha evvel hiç yapmadiğumuz şekilde bir
'vahşi aşk'a ne dersun?" demiş. Fadime bir an düşünmüş,
"Bilemeyrum. ." demiş son derece isteksiz, "Bole bir aşk
kalbini zorlayabilur. Ama doktor bir rapor yazıp imzalarsa
belki olabilir, riske girmek istemeyrum.. !" diye cevap
vermiş.
Temel hemen doktoruna koşmuş, durumu anlatmış, "
Tabii..Tabii. ." demiş doktor Dursun, almış antetli
kâğıdını eline başlamış yazmaya..
"Bay Temel benim kontrolümdeki hastamdır.
Kalbi son derece güçlüdür.. Çılgın, ihtiraslı,
heyecanlı bir seksi ne zaman isterse yapabilir..
İmza Dr. Dursun.."
"Tamam oldu işte.." demiş doktor, "Haa..
Bir de Karinizun adı neydi yazıyı ona hitaben yazayum."
Diye sormuş Temele. "Boş verun doktor.." demiş Temel
sevinçten yerinde duramayarak "Olayı kişiselleştirup
kapsaminu daraltmayalım. .", ''İlgilisune deyun yeter.."
AYIYA DÖNMÜŞSÜN
Necip Fazılı'ı sakallı gören birisi istihzayla;
-Ayıya dönmüşsün. der.
Bunun üzerine Üstad;
-Biraz da başka yöne döneyim, der ve yönünü değiştirir.